by Gündelik hayatta çok sık rastladığımız “Din ayrı dünya ayrı”, “Dini bu işlere bulaştırma”, “Yine mi dini konular?”, “Hoca camide” veya “Dünya işlerini çok daldık, biraz da dinden bahset” gibi serzenişlerle kendini ele veren bilinçaltımızdaki “din anlayışının” akıl yolundan uzak, Kur’an-ı Kerime ve Kutsal Kitaba aykırı olduğunu düşünmekteyim. İslam dini tapınak dini değil, yaşayan dindir, yaşamın ta kendisidir.
Bu yazı dizimizde ayrıntılarıyla ele alacağımız konular ışığında, İslam dininin ayinler dini olmadığını, aksine, yaşayan bir din, yaşamın her alanında bize yol gösteren, karanlıkları aydınlatan bir din olduğunu göreceksiniz. Bakara suresi 2. Ayette yazıldığı gibi:
“O kitap (Kur’an); onda asla şüphe yoktur. O, müttakîler (sakınanlar ve arınmak isteyenler) için bir yol göstericidir.” (Kur’an 2:2 -Diyanet Vakfı)
Kur’an-ı Kerimde asla şüphe, yani çarpıklık, karışıklık ve yanlışlık yoktur. Ve müttakiler için, yani ahirete inanan, adil ve sadık olan, haktan ve haklıdan yana olan, her türlü nankörlük ve kötülükten sakınıp Allah’ın rızasını arayan bireyler için yol gösterici olan bir Kitaptır. Allah’a sığınıp, doğru bir yaşam arayanlar, günahlardan arınıp, yanlıştan korunanlar, kulluk ve sorumluluk bilinciyle, haklarına ve özgürlüklerine sahip çıkarak şahsiyetli davranan, bireysel ve sosyal görevlerinin bilincinde olan, Kur’an esaslarını benimseyerek korunan inananlar için, hidayet kaynağı-hidayet rehberidir
“İşte Rabbinin doğru yolu budur. Biz, öğüt alanlar için âyetleri geniş geniş açıkladık.” (Kur’an 6:126 -Süleyman Ateş)
Böyle bir rehberi evlerimizin başköşelerinde, ince motiflerle dokunan güzel bir kılıfta duvarlarımızı süsleyecek bir süs eşyası olarak saklayarak doğru yolu bulamayız. Dini ayinlerde anlaşılmadan okun bir kitap olmamalı Kur’an-ı Kerim. Aksine, Kur’an-ı Kerim, insanları karanlıklardan aydınlığa çıkarıp Allâh’ın yoluna iletmek için indirilmiş, her zaman başucumuzda, elimizin altında olması ve çok sık ve anlayarak okunması gereken Kutsal bir Kitaptır.
Doğrusu Kur’an, sana ve kavmine bir öğüttür. İleride ondan sorumlu tutulacaksınız. (Kur’an 43:44 -Diyanet Vakfı)
Şüphesiz Kur’an-ı Kerim bizim için bir zikirdir. Arapça olan “zikir” veya “zikr” kelimesi, zihinde tutmak, hatırlamak, anmak gibi manalara gelir. Kur’an hüküm ve hikmet kaynağıdır.Ve zamanı gelince, kıyamet gününde, hepimiz O’na karşı tutumunuzdan dolayı hesaba çekileceğiz.
Mahşer gününde yüce rabbimiz bizi Kur’an-ı Kerimle ilgili hesaba çekince, kaç kez hatim indirdik, namazlarda kaç ayet okuduğumuzun pek bir anlamı olmayacak, eğer okuduğumuz ayetlerdeki öğütleri yerine getirmemişsek.
İslam insanlara sırf ayin yaptırmak için veya ceza çektirmek için değil, insanoğlunun yaratılış amacını hatırlatmak ve Yaradan’a dönüş çabalarımıza yoldaş olmak için geldi.
1,398 total views
